İçindekiler
- 1 Boşanma Sebepleri
- 1.1 Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir? Nasıl Açılır? TMK 166/3
- 1.2 Çekişmeli Boşanma Davalarında Boşanma Sebepleri
- 1.3 Boşanma Sebeplerinden Zina (Aldatma) Nedir?
- 1.4 Boşanma Sebeplerinden Hayata kast, pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış
- 1.5 Boşanma Sebeplerinden Küçük Düşürücü Suç İşleme-Haysiyetsiz Hayat Sürme
- 1.6 Boşanma Sebeplerinden Terk
- 1.7 Boşanma Sebeplerinden Akıl Hastalığı (TMK 165)
Boşanma Sebepleri
Boşanma davası ve boşanma sebeplerinden bahsedilmek için öncelikle kanunen usulüne uygun şekilde gerçekleşmiş bir evlilik olmalıdır. Türk Medeni Kanunu uyarınca evlilik resmi nikah memuru ile evlenme koşullarına uygun şekilde gerçekleşmelidir. Resmi nikaha sahip bireyler süre şartlarına da bağlı olarak boşanma sebeplerinin varlığı halinde boşanma davası açabilir. Boşanma avukatı Bursa ilinde görülen boşanma davalarında sebeplerin değerlendirmesi, sebeplerle eş doğrultudaki delillerin tespiti ve boşanma davanızdaki haklılığınızın ispatı için avukatlık ve danışmanlık hizmeti vererek müvekkillerinin menfaatini koruyacaktır.
Boşanma davasının açılması ile nafaka, mal paylaşımı, maddi ve manevi tazminat, velayet, ortak velayet konuları gibi hukuki sorunların da çözüme kavuşması gerekir. Boşanma sebeplerinin varlığı halinde taraflar anlaşmalı veya çekişmeli olarak boşanabilmektedir. Boşanma davasının açılmasından sonra taraflar arasında mal paylaşımı söz konusu olur. Evlilik birliği 01.01.2002’den sonra kurulmuş ise edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır. Eşler mal paylaşımının nasıl yapılması gerektiği hususunda bilgi almak için hukuki danışmanlık almalıdır.
Aile mahkemesi, boşanma kararında nafaka, tazminat konularını netleştirir. Ancak mal paylaşımı hususu boşanma davasından sonra değerlendirilmektedir. Mantık dahilinde henüz boşanmamış bir çiftin boşanmaya bağlı mal paylaşımı değerlendirilmesi de yapılmayacaktır.
Mal paylaşım davasını boşanma davası ile birlikte açabileceğiniz gibi boşanma kararı kesinleştikten sonraki 1 yıl içerisinde de açabilirsiniz. Ancak mal kaçırma olarak bilinen taraflardan birinin edindiği malların tasfiyesini gerçekleştirerek karşı tarafı zarara uğratmasının önüne geçmek için boşanma davası açılırken edinilmiş mallara tedbir konulması müvekkilin menfaatine olacaktır.
Yürürlükteki Medeni Kanun’a göre boşanma davaları iki şekilde açılabilir.
- Anlaşmalı Boşanma Davası
- Çekişmeli Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma davaları; 1 yıl süreyi sağlayan evliliklerde tarafların ortak boşanma iradeleri ile boşanmaya bağlı nafaka, tazminat, velayet, mal ve para paylaşımı konularında da anlaşmış olmalı halinde gerçekleşir. Anlaşmalı boşanma davalarında boşanma protokolünün sunulması ile taraflar boşanmanın sonuçları hakkındaki iradelerini mahkemeye bildirirler. Mahkemenin uygun bulması halinde boşanma işlemi gerçekleşmiş olur.
Çekişmeli boşanma davalarında taraflar arasında boşanma iradesinde veya boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Tarafların anlaşamadığı hususlar nafaka, tazminat, velayet, ev paylaşımı konuları olabilecektir. Aynı zamanda taraflardan yalnızca biri boşanmak istiyor, diğer taraf boşanmayı kabul etmiyor ise yine çekişmeli boşanma davası açılması gerekmektedir. Çekişmeli boşanma davasında genel veya özel boşanma sebeplerinden birinin varlığı halinde dava açılır.
GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olacak sebeplerdir. Tarafların karakterlerinin ortak yaşama uyum sağlamaması, güven sarsıcı davranışlar, maddi sorunlardan kaynaklı sorunların giderilememesi, şiddetli geçimsizlik, tartışma, sözlü şiddet, hakaret, evlilik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi, çiftin taraflardan birinin ailesi ile yaşamak zorunda bırakılması gibi sebepler örnek gösterilebilir.
ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Özel boşanma sebepleri Kanun’da sınırlı sayıdadır. Kanunda belirtilen boşanma sebepleri;
1-Zina (aldatma) TMK161
2-Hayata kast, pek kötü davranış, onur kırıcı davranışlar TMK 162
3-Terk sebebiyle boşanma TMK 164
4-Akıl hastalığı sebebiyle boşanma (TMK 165)
5-Suç işleme veya hayata kast sebebiyle boşanma davası TMK 163
ÖZEL VE GENEL BOŞANMA SEBEPLERİNİN FARKI NEDİR?
Boşanma sebepleri bir veya birçok sebebe dayalı olabilir. Boşanma sebeplerinin çeşitliliği farklı hukuki sonuçlar doğurabilir. Bir evlilikte genel boşanma sebepleri varsa örneğin evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi bu gibi durumlarda her iki taraf bu evliliğin bitiminde karşı tarafın kusurlu olduğunu kanıtlayacaktır. Ancak özel boşanma sebepleri var ise taraflar karşı tarafın kusuru yerine özel boşanma sebebinin varlığını kanıtlamaları yeterlidir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir? Nasıl Açılır? TMK 166/3
Anlaşmalı boşanma davası, günümüzde en yaygın boşanma davasıdır. Taraflar uzun yıllar boşanma sebeplerinin varlığını kanıtlamak ve bu yorucu sürece dahil olmamak niyetiyle boşanma avukatları vasıtasıyla dava açmadan önce anlaşarak örnek anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye sunmaktadır.
Evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş ise eşlerin birlikte veya tek başına başvurması halinde anlaşmalı boşanma davası açılmış olur. Bu halde evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilir. Hakim tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklamasını talep eder. Boşanmanın mali sonuçları ile çocukların velayet durumları belirlenmelidir. Hakim çocukların menfaatlerini, hakkaniyeti gözeterek sunulan anlaşmalı boşanma protokolünü inceleyerek usulüne ve esasına uygun protokolünü kabul edecektir.
Anlaşmalı boşanma davasının dinlenebilmesi için Medeni Kanunda bazı şartlar bulunmaktadır.
1-Evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davasının açılması için evlilik birliğinin süre şartı bulunmakta olup 1 yıl kesin süre şartı vardır. Evlilik birliğinin bir yıl sürmesi resmi nikahtan itibaren en az bir yıl demektir. İmam nikahı, nişanlılık dönemleri, birlikte yaşama halleri bir yıl süre içerisinde değildir.
2- Eşler mahkemeye birlikte başvurmuş ya da eşin açtığı boşanma davasını diğer taraf kabul etmelidir.
Taraflar ortak bir dilekçe ile başvurmaları halinde anlaşmalı boşanma gerçekleşir. Yani taraflar ortak olarak boşanma kararı almalıdır. Taraflardan biri boşanmak istemiyorsa dava çekişmeli boşanma davasına dönüşecektir. Çekişmeli boşanma davaları da süreç içerisinde tarafların anlaşması sonucu protokol sunularak anlaşmalı boşanma şekline dönüştürülebilir.
3-Taraflar hakim huzurunda boşanma iradelerini açıklamalıdır.
Tarafların anlaşmalı boşanma davası esnasında mutlaka huzurda bulunmaları gereklidir. Hakim iradelerin herhangi bir nedenle fesada uğradığını hissederse boşanma talebini reddedebilir. Çekişmeli boşanma davasında taraflar avukatları vasıtasıyla temsil edilebilirken; anlaşmalı boşanma davalarında tek duruşma gerçekleşmesi sebebiyle taraflar bizzat dinlenmelidir.
4-Hakim, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hakkında karar vermelidir.
Taraflar, anlaşmalı olarak boşanmak istiyorlar ise usulüne uygun anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamak zorundadır. Bu protokolün içerisinde taraflar maddi- manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası, müşterek çocukların velayeti konularında anlaşmış olmaları gerekir. Bu anlaşma hakkaniyete dayalı ise hakim tarafından kabul edilecektir. Taraflar arasında protokolde bu hususlara değinilmemiş ise eksikliklerin giderilmesi için taraflara süre verilir. Eksiklik giderilmez ise davanız reddedilecektir.
Çekişmeli Boşanma Davalarında Boşanma Sebepleri
Çekişmeli boşanma davası tarafların boşanma veya boşanmanın sonuçları konusunda anlaşamamaları halinde başvurdukları boşanma çeşididir. Taraflardan biri boşanmak isterken diğer tarafın boşanma talebi olmaması halinde çekişmeli boşanma davası görülür. Tarafların her ikisi de boşanmak istiyorken boşanmanın maddi sonuçları, çocukların durumu, mal rejimleri vb konularda anlaşamamış olması halinde dava hakimin takdiri ile sonuçlanması adına çekişmeli olarak görülecektir.
Çekişmeli boşanma davalarında genel ve özel boşanma sebepleri olarak iki ayrı kategoride dava açabilir.
Hakim çekişmeli boşanma davasında TMK 161-TMK 165 maddeleri arasında olan sebeplerin varlığı halinde boşanma veya ayrılık kararı vererek evlilik birliğini sonlandırmak zorundadır. Özel boşanma sebeplerinin varlığı halinde taraflar bu sebebi kanıtlayarak boşanacaklardır. Tarafların ayrıca kusur durumlarını kanıtlamalarına gerek yoktur. Ancak tazminat ve yoksulluk nafakası gibi durumların halinde tarafların kusur oranları kıyaslanır. Bu sebeple boşanma kararı verilmesine rağmen; mal paylaşımı ve para konuları için kusur oranları önem arz etmektedir.
Boşanma davasının açılma sebebi hem genel hem de özel sebepler olabilir. Boşanma davası birçok sebebe dayalı olarak açılmış ise mahkeme bu sebeplere ilişkin ayrı ayrı karar vermelidir.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARINDA GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Türk Medeni Kanunu Madde 166 da belirtilen hali ile ortak hayatı sürdüremeyecek şekilde evlilik birliği temelden sarsılır ise eşlerden her biri istediği zaman çekişmeli boşanma davası açabilir. Genel boşanma sebeplerinin belirli bir sayısı yoktur. Evlilik birliğini temelden sarsacak birçok durum bulunabilir. Bunları belirli sayıya indirgemek boşanma taleplerinin reddedilmesine sebep olacaktır.
Taraflar sunmuş oldukları deliller ile ortak hayatın bitiminde hangi tarafın kusurlu olduğunu veya her iki tarafın kusuru var ise hangi tarafın daha kusurlu olduğunu ispatlayacaktır.
Örnek bir olayda boşanma davası açan taraf dava devam ederken itiraz dilekçesi sunarak boşanma kararından vazgeçtiğini ifade etmiştir. Ancak dosyaya sunulan deliller neticesinde davacının eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, maddi ve manevi destek sağlamadığı, davacının 10 yıla aşkın bir süredir iletişimde olmadığı görülmektedir. Bu süre içerisinde terk sebebine dayalı boşanma davası da açılmamıştır. Ancak davacının genel sebebe açtığı huzurdaki dava bulunmaktadır. Davacının sonrasında boşanma davasını geri çekmesi halinde bu talebi kabul edilmeyecektir.
Davacı daha az kusurlu ise davalının itiraz etmesinin önemi yoktur. Hakim boşanma davasında davalı daha az kusurlu ise boşanma kararı verecektir.
Evlilik birliği içerisinde evliliği temelinden sarsan hususlar ile ilgili Yargıtay’ın örnek kararları doğrultusunda bazı örnek vakalar verilebilir.
- Eşe yapılan hakaret, tehdit, ahlak dışı davranışlar itham ederek eşi duygusal olarak sarsmak
- Eşi duygusal veya fiziksel manipüle etmek
- Eşin, çocukların, evin bakımı ile ilgilenmemek
- Eşle doğal olmayan, zorlayıcı birleşmelerde bulunmaya ikna etmek
- Eşlerin aile bireylerine saygısızlık içeren davranışlarda bulunmak
- Evlilik birliği cinsel birleşme ile kurulduğundan cinsel olarak birleşmemek
- Eşin bilgisi ve onayı olmadan aşırı borçlanma ile eşi zor durumda bırakmak
- Eşe olan sevgi ve saygının bittiğini ifade ederek eşle olan ilgi ve alakanın kesilmesi
- Evliliğin temeli olan sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunmak
- Eşe ayrı konut tahsis etmemek, rızası olmadığı halde başka bir aile ile yaşamaya zorlamak
- Eşlerin çocuk bakımı, eğitimi maddi ve manevi ihtiyaçlarına kayıtsız kalmak
- Ev işlerinde eşi yardımsız bırakmak
- Eşlerin anlaşmalı boşanma davası açması
- Eşlerin ortak hayatının bir sebepten kurulamaması
bazı genel boşanma sebepleri arasında sayılabilir.
ORTAK HAYATIN KURULAMAMASI SEBEBİYLE ÇEKİŞMELİ OLARAK BOŞANMA DAVASININ AÇILMASI
Boşanma davası açıldığı taktirde her zaman boşanma kararı verilmeyebilir. Boşanma kararının reddedildiği ancak evlilik birliğinin de tekrar kurulamadığı hallerde hakim açılan boşanma davasını kabul etmekle yükümlüdür.
Herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açılmıştır. Hakim boşanma kararı vermemiştir. Hukuki olarak evlilik birliği devam etmesine rağmen fiili olarak evlilik birliği devam etmemektedir. Bu sebeple Kanun, 3 sene süre boyunca evlilik birliği tekrar kurulamaz ise boşanma kararı verilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Tarafların geçirilen 3 sene süresince çeşitli sebeplerle bir araya gelmeleri evlilik birliğinin tekrar kurulduğu anlamına gelmemektedir. Evlilik birliğindeki gibi birleşmenin sağlanamamış olması hali boşanma için yeterlidir.
Kanun’da belirtilen 3 yıllık süre en az süredir. Evlilik birliği daha uzun sürede kesin olarak kurulamamışsa dava kabul olur. Ancak bunu örneklememiz gerekirse taraflar açtıkları boşanma davasında boşanma kararı verilmemesine rağmen, karardan sonraki 4 yıl boyunca evlilik birliğini kuramamış 4.senede bir araya gelebilmişlerdir. Bir sene beraber olduktan sonra 5.senelerinde tekrar ayrılık yaşamışlardır. Böyle bir durumda evlilik birliği tekrar kurulduğunda süre kesintiye uğradığı için boşanma davası tekrar TMK Madde 166/4′ e göre dayalı olarak açılamayacaktır.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARINDA ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Özel boşanma sebepleri; Medeni Kanun’da sınırlı sayıdadır. Özel boşanma sebepleri dışındaki hallerde genel boşanma sebeplerine dayanılarak çekişmeli boşanma davası açılabilir. Medeni Kanunda sayılan özel boşanma sebepleri aşağıdaki gibidir
- Zina (aldatma) sebebiyle boşanma davası
- Hayata kast, Onur kırıcı davranış, pek kötü muamele sebebiyle boşanma davası
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası
- Terk sebebiyle boşanma davası
- Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası olmak üzere 5 sebeptir.
Boşanma Sebeplerinden Zina (Aldatma) Nedir?
Zina (aldatma) sebebiyle açılan çekişmeli boşanma davası tarafların en çok açtığı dava türüdür. Eşlerden birinin evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek karşı cinsle cinsel birleşmede bulunması gerekir. Zinanın gerçekleştiği yani cinsel birleşmenin gerçekleştiği tam olarak gerçekleşmemiş yani cinsel birleşme teşebbüs aşamasında kalmış ise Yargıtay bu durumu da zina sebepli boşanma davası olarak görebilecektir.
Hukuk kaynaklarında sıkça zina sebepli davalarda cinsel birleşmenin karşı cinsle olma zorunluluğundan bahsedilmektedir. Eş cinsel birleşmenin varlığı halinde zina kabul edilmesi yerine haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı dava açılması gerektiği görüşü hakimdir. Ancak kanaatimce bu kabul ediliş doğru değildir. Burada tarafların haysiyetsiz hayat sürdüğüne dair bir Kanun ibaresi yoktur. Bu günün toplumsal yaşayışının ibaresidir. Bu tarz bir uyuşmazlıkta eş dışında bir kişiyle yapılan cinsel birleşmenin varlığı sabittir. O halde kesin olarak sadakat yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden bahisle zinanın kabul edilmesi gerektiğidir.
Zina, rızaya dayalı cinsel birleşmedir. Saldırı veya tecavüz sebebiyle cinsel birleşme gerçekleşir ise bu durumda zina sebebiyle boşanma davası açılması söz konusu olmayacaktır.
Zina fiilinde tam bir birleşmeden bahsedilmektedir. Ancak çoğu durumda bunun ispat zorluğu yaşanmaktadır. Dolayısıyla Yargıtay bu yöndeki içtihatlarında eşin karşı cinsle aynı odada kalması halinde de zina eyleminin gerçekleştiğini kabul edecektir.
Eşten başka biri ile iş yemeğine çıkmak zina (aldatma) mıdır?
Zina cinsel birleşmeyi vurgulayan boşanma sebebidir. Bu sebepten ötürü birlikte veya bir grup olarak sadece yemeğe çıkmak, iş yerinde mesaiye kalmak, iş yerinde yalnız kalmak, tek başına zina sebebi değildir. Eşlerin telefonda gece geç saatlerde karşı cinsle yazışmaları, cinsel içerikli olmayan fotoğraf ve video paylaşımları zina (aldatma) delili değildir. Zina özel boşanma sebebidir. Çekişmeli boşanma davası özel ve genel boşanma sebebine dayalı olarak açılabilir. Zina olarak sayılamayan ancak güven kırıcı sebepler var ise genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı olarak dava açılabilir. Davanızın doğru ve eksiksiz takibi için boşanma avukatından muhakkak hukuk hizmeti almalısınız.
Eşlerden birinin hem zina hem de genel boşanma sebebine dayalı dava açabilir. Hem genel hem zinaya dayalı açılan çekişmeli boşanma davasında, zina sebebi ile davanın süresinde açılmaması davanın reddini gerektirir. Ancak dava zina sebebi açısından reddedilecektir. O halde genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada boşanma kararı verilebilir.
Zina(aldatma) sebebine dayanan boşanma davalarında taraflar özel bir boşanma sebebine dayandığı için taraflardan birinin diğerini affetmesi halinde dava hakkı düşecektir. Kısaca affeden tarafın dava hakkı yoktur. Zinanın affı örtülü veya açık şekilde olabilir. Örtülü af eşinin bir başka kişiyle birlikteliğini bildiği halde ve bildiği ispatlanacak şekilde olmasına rağmen evlilik birliğini sürdürmesi zinanın affı manasına gelmektedir.
Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında zina fiilinin gerçekleşmesinden itibaren 6 ay her halde 5 yıl içerisinde hak düşürücü süre bulunmaktadır. Zina fiilinin öğrenilmesi buradaki sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesi doğru olacaktır. Zina eyleminin tekrarlanması halinde eş diğer fiilleri affetse dahi son eylemi affetmeyerek 6 ay içerisinde boşanma davası açabilecektir.
Zina(aldatma) boşanma sebebine dayanan davaların usul ve esas yönünden, sunulacak deliller ve tanık beyanlarının ehemmiyeti açısından mutlaka hukuki yardım alarak dava takibinin yapılması gerekmektedir. Bu sebeple boşanma avukatınıza danışmanızı tavsiye ederiz.
Boşanma Sebeplerinden Hayata kast, pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış
Hayata kast sebebiyle açılan çekişmeli boşanma davasında bir eş diğer eşin ölümüne sebep olacak ağırlıkta fiiller işlemelidir. Eşin yaralanması bu sebebe dayanmak için zorunlu değildir. Örneklemek gerekirse; hasta olan eşini hastaneye yetiştirmeyerek veya trafik kazası sonrasında ambulansı aramayarak da kişi, eşinin hayatına kast etmiş olabilir.
Onur kırıcı davranış; Yargıtay’ın içtihatları incelendiğinde eşin sosyal kimliğine zarar verecek, aşağılama, duygusal yaralayıcı davranışlar, hakaret, eşi toplum içerisinde veya yalnızken küçük düşürme, kişinin benliğine zarar verme faaliyetleri olarak ifade edilebilir. Şaka yolu ile yapılan sözler ile kızgınlık anındaki ifadeler onur kırıcı davranış olarak kabul edilmemektedir. Ancak böyle bir durumdan şikayetçi iseniz ve bu sebeple evliliğiniz çekilmez hale geldi ise genel sebeplere dayanarak boşanma davası açabilirsiniz.
Pek kötü muamele; en net hali ile eşi duygusal ve fiziksel olarak işkenceye maruz bırakma şeklinde tanımlanabilir. Bu özel sebep Kanunda genel olarak ifade edilmiş olup hangi eylemlerin pek kötü muamele olarak gösterilebileceği hakimin takdirine bırakılmıştır. Örnek vermek gerekir ise aç ve susuz bırakmak, hastalıkta kasten bakmamak, bilinçli olarak bulaşıcı hastalıklara maruz bırakmak bu davranışlardan bazılarıdır.
Özel boşanma sebeplerinin tamamında olduğu gibi bu sebepte de affeden tarafın dava hakkı yoktur. Bu af örtülü veya açık şekilde olabilir. Yine af sözlü veya yazılı şekilde ifade edilmiş olabilir. Hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış Ceza Hukuku açısından suç olarak tanımlanan eylemlerdir. Bu sebeple bu fiillere maruz kalan eş suç duyurusunda bulunabilecektir. Mağdurun boşanma davası açmaması suç duyurusunda bulunma hakkını engellemez.
Diğer açıdan değerlendirirsek boşanma davası açan kişi ceza davası açmak isteyebilir. Ceza davası açmaması boşanma hakkını ortadan kaldırmaz.
Hayata kastetmek onu öldürmeye yönelik fiillerin gerçekleştirilmesi suretiyle olabileceği, ölmesini engelleyecek davranışlardan kaçınılması şeklinde de olabilir. Örneğin; fiil, öldürme maksadıyla eşe öldürücü silahla ateş açılması, eşin bıçakla yaralanması veya yaralamaya teşebbüste bulunulması, eşi zehirlemek, uçurumdan itmek şeklinde gerçekleşebilir. Kalp krizi, trafik kazası, kaza, yaralanma gibi medikal destek gerektiren durumlarda yardım çağrılmaması biçiminde de meydana gelebilir.
Eşi ihmal suretiyle ölümüne neden olmak doğrudan hayata kast mıdır bu soru tartışmalıdır. İhmal suretiyle ölüme neden olmak TMK Mad 162 gereğince genel boşanma sebebi olabilir.
Pek kötü davranış ise ağırlaştırılmış kötü davranış olarak düşünülmelidir. Fiziksel bir davranış olmalıdır. Örneğin darp, yaralama, aç bırakma şeklinde olabilir. Hakim gerçekleşen davranışın pek kötü olduğuna karar verecek kişidir.
Ağır derecede onur kırıcı davranış da boşanma sebebi olarak sayılmıştır. Pek kötü muamele fiziksel bir davranış iken onur kırıcı davranış daha çok sözel ve psikolojik travmaları ifade etmektedir.
Boşanma Sebeplerinden Küçük Düşürücü Suç İşleme-Haysiyetsiz Hayat Sürme
Bir başka özel boşanma sebebi suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmedir. Türk Medeni Kanunu Madde 163’de geçen hali ile ”Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz hayat sürer ve bu sebepten dolayı evlilik birliğinin sürdürülmesi karşı eşten beklenmez ise eş her zaman boşanma davası açabilir” demektir.
Toplumsal bakış açısına göre ahlak dışı kabul edilen suçlar kanunda özellikle belirtilmemiştir. Toplumun değişen yapısı, hukuki olarak hak kaybı yaşanmaması adına bu durum tercih edilmiştir. Bu sebebe dayanabilmek için herhangi bir suç işlenmesi yeterli değildir. Boşanma sebebinin varlığı için küçük düşürücü suç işlenmesi gerekir. Yani toplum nezdinde aşağılanmaya sebep olmalıdır. Genellikle bu suçlar; zimmet, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti, cinsel saldırı, tecavüz, dolandırıcılık gibi suçlar kabul edilmektedir.
Haysiyetsiz hayal sürme; yine muğlak bir kavram olarak kanunda yer almıştır. Yargıtay içtihatlarını değerlendirerek haysiyetsiz hayat sürmenin ne olduğu konusunda fikir sahibi olabiliriz. Mahkeme özel boşanma sebebi olarak sayılan haysiyetsiz hayat sürme konusunda somut olayın elverişli olmadığını düşünürse genel boşanma sebebine dayalı olarak karar verebilir.
Haysiyetsiz hayat sürme boşanma sebebine olarak açılan davalarda sıklıkla genelev ve kumarhane işletmek, ahlak kurallarına aykırı davranışları hayat tarzı olarak benimsemek sayılabilir.
Hem küçük düşürücü suç işleme hem de haysiyetsiz hayat sürmenin boşanma nedeni olarak kabul edilmesi için aynı zamanda bu davranışlar nedeniyle diğer eşin de mahcup olması, boşanma talebinin olması gerekir. Böylece kanun koyucu küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme açısından boşanma sebebi kabul edilebilmesi için eşin talebi olmalıdır. Eğer eş bu durumdan rahatsız değilse boşanma kendiliğinden gerçekleşmeyecektir.
Boşanma Sebeplerinden Terk
Evlilik birliği birlikte yaşamayı da beraberinde getirir. Eşler birlikte karar vermediği, zorunluluk hali bulunmadığı, aile faydasına yönelik haklı bir gerekçe olmadığı halde ayrı yaşayan çiftler talepleri doğrultusunda terk sebebine dayalı olarak boşanabilir.
Terk, boşanma sebebine dayalı dava açabilmek için eşlerden birinin evlilik içerisindeki sorumluluklarını yerine getirmemelidir.
Eşlerden biri ortak konutu haklı sebebi olmadan terk etmesi
Eşlerden birinin ortak konuta haklı gerekçesi olmaksızın diğer eşin dönmesini engellemesi halinde terk boşanma sebebi ile dava açılabilir.
1-Boşanma sebebi olarak terke dayalı dava açılabilmesi için terkin en az kesintisiz 6ay sürmesi gerekir. Dava açıldığı tarih itibariyle de ortak konuta dönüş sağlanmamış olmalıdır.
2-Usulüne uygun olarak ihtar yapılmasına rağmen terk eden eşin haklı sebep göstermeden ortak konuta dönmemelidir.
İhtar usule uygun yapılmalıdır. Yargıtay kararlarına göre;
Terk eylemi üzerinden 4 ay geçmiş olması gerekir.
İhtar verildikten sonraki 2 ay boyunca imkan sunulmasına rağmen eve dönüş olmamalıdır.
İhtar samimi olarak ‘dön’ çağrısı içermelidir.
Örnek vermek gerekir ise ;eşinin ceza almasından ötürü dön ihtarına cevap veremeyeceğini bilmesine rağmen dön ihtarı gönderen eşin kötü niyetli olarak hareket ettiğini ifade eden Yargıtay kararı bulunmaktadır.
Boşanma Sebeplerinden Akıl Hastalığı (TMK 165)
Eşlerden biri akıl hastası olup bu yüzden ortak hayat çekilmez hale gelir ise hastalığın düzelme imkanı da bulunmuyorsa davacı olan eş sağlık kurulu raporunu delil göstererek boşanma davası açabilir.
Akıl hastalığı boşanma sebebi olarak değerlendirilebilmesi için hastalığın geçme ihtimali bulunmamalıdır. Diğer eş için evlilik birliği çekilmez hale gelmelidir.
Akıl hastalığı özel (mutlak) boşanma sebeplerindendir. Akıl hastalığına dayalı boşanma davası her zaman açılabilir. Boşanma süre şartına bağlı değildir.
Akıl hastalığı evlenmeden önce de var ise evlilik mutlak butlandır. Bu seviyedeki bir akıl hastalığının evlendikten sonra ortaya çıkması halinde de bir boşanma sebebidir.
Özetle; gerek hem çekişmeli boşanma davaları hem de anlaşmalı boşanma davaları genel veya özel boşanma sebeplerine dayanmak zorundadır. Boşanma sebeplerinin varlığı halinde taraflar gerekçeleri ile boşanma davası açarak talepte bulunabilecektir. Boşanma sebeplerinin hukuken usul ve esas kurallarına tabi olması sebebiyle davanızı mutlaka bursa boşanma avukatı ile iletişime geçerek davanızı takip etmeniz sizin yararınıza olacaktır.